23 Kasım 2013 Cumartesi


Tasarım Nedir ?

Design sözcüğü Latince kökenli designare’den türemiştir. Anlamı bir şeye işaret etmektir. Etimolojik anlamda, uzakta olan bir şey işaret edilebilir; piktoral anlamda de-sign birden fazla şeyin olduğu ortamda, yalnızca tek bir şeyi işaret edebilir. Ruhani anlamda ise ‘aklın gözü’ betimlemesiyle; sözcüğün yoğun bir arınmadan geçtiği hissedilir. Tasarlamak sözcüğü ile de; işaretlemek, iz bırakmak, not etmek,altını çizmek, damga vurmak, özgün olmak, biricik ve tek olmak, belirginleştirmek, ayrıştırmak eylemleri vurgulanıyor.


Tasarım bir ürünün tamamının veya bir parçasının çizgi, şekil, renk, biçim, doku ve malzemenin esnekliği veya süslemesi gibi insan duyuları ile algılanabilen çeşitli unsur ve özelliklerin oluşturduğu görünümdür.

Bir bakıma ders notu gibi görünen bu tanım tasarımı en iyi anlatan paragraftır. Tasarım bizim hayatımızdır. Belkide bir çok insan bunun ya farkına varamaz yada hayat temposu içerisini dikkatini çekememektedir. Ama tasarımı ne olduğunu ve hayatımıza ne kadar etkisi olduğunu görmek aslında o kadar da zor değildir. Sadece etrafınıza bakmanız yeterlidir. Tutuğunuz bardaktan, kulandığınız bilgisayara, yazmak için kulandığınız kalemden, oturduğunuz sandalyeye, yürüdüğünüz yoldan, çıktığınız merdivenden, kulandığınız asansöre kadar uzun lafın kısası hayatınız içerisinde ki her şey tasarım anlamına gelmektedir.

Tasarım sözcüğü dilimizde İngilizce ve Fransızca da ki “desing” kelimesi karşılığı olarak kullanılmaktadır. Desing kelimesi Latince kökenlidir. 

Tasarım bir şeyi zihinde biçimlendirmektir. Algı ile kavram arasında bir bağlama aracıdır. Nesnel gerçeklik ile doğrudan ilişkisi bulunmaz. Bu nedenle önemsiz ayrıntılar yerine, önemli özelliklere dikkat çeker. Bunun sonucu olarak ta algılardan genelleştirme yapılarak kanılara varılır.

Tasarım bilgi edinme öğesidir. Çünkü, duyumsal tasarım ile zihinsel tasarım daima birbirini etkiler. Bu nedenle duyumsal bilgi ile ussal bilgi her zaman iç içedir. Gerçek bilgi ise böylelikle oluşur.

Güzel sanatlar alanında tasarım, yaratıcı sürecin kendisi olup, bir faaliyet için gerekli olan eskiz ve planların hazırlanması süreci çalışmalarını kapsar.

Tasarım, zihinde canlandırılan biçimdir. Bu tanımlamada zihinsel süreçlerin kullanımı ön plana çıkmaktadır. Farklılıkları bulma, hayal kurma, sorgulama, yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, akıl yürütme gibi üst düzey zihinsel süreçlerin tasarım yapmada önemli bir yeri vardır.

Tasarım bir kurgudur, zihinde canlandırdığımızı kağıda çizme yada gerçekleştirme eylemidir. İçtiğimiz pet şişeden kullandığımız eşyalara kadar yaşantımızın her alanında karşımıza çıkar. Tutuğunuz bardaktan, kullandığınız bilgisayara, yazdığımız kalemden, oturduğunuz sandalyeye, yürüdüğünüz yoldan, çıktığımız merdivene kullandığınız asansöre kadar hayatımız içerisinde ki her nesne tasarım anlamına gelmektedir.

Tasarım hayalle başlar…

554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamede endüstriyel tasarımı kavramı şu şeklide tanımlanmaktadır;
“Tasarım, bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade eder.”

Tasarım, bir planın, bir nesnenin ya da bir inşaat süreci içinde(mimari çizimler, mühendislik çizimleri, iş süreci v.b.) yaratılmasıdır. Genellikle uygulamalı sanatlar ve görsel sanatlar, mühendislik, mimari, peyzaj ve diğer yaratıcı işler çerçevesinde ele alınır. Hem bir isim hem bir fiil (tasarlamak) olarak kullanılır. Tasarlamak, yeni bir obje veya ürün (makine, mobilya, endüstriyel ürün vb.), mekan ve alan (yapı, peyzaj) için bir plan yaratma ve geliştirme sürecine işaret eder. Tasarı ise hem son plan veya taslak (bir çizim, modelleme v.b.) ya da bir plan veya taslağın sonucu (üretilen bir obje, ürün, mekan ve alan) için kullanılır.

Fakat günümüzde tasarımın birçok alanı vardır. Görsel sanatlar içinde en bilinenlerinden grafik tasarım olmak üzere, mimari tasarım, mühendislik, peyzaj tasarımı, endüstriyel tasarım ve moda tasarımını örnek gösterebiliriz.

Tasarımın farklı türleri şunlardır ;

İç mimari
Sahne veya set tasarımı
Ses tasarımı
Peyzaj tasarımı
Mimari tasarım
Kentsel tasarım
Grafik tasarım
Web tasarım
Mobilya tasarımı
Endüstriyel tasarım
Moda tasarımı
Aydınlatma tasarımı
Etkileşim tasarımı
Ambalaj tasarımı
Öğrenme tasarımı
Oyun tasarımı
Mücevher Takı Tasarımı

Neden Tasarım ?

Sınırların kalktığı küresel rekabet ortamında, sektörde faaliyet gösteren diğer firmalarla yarışta öne çıkmak, müşteri beklentilerine cevap vermek ve memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak, ürün kalitesinin artırılması, etkin pazarlama faaliyetleri ile yapılabileceği gibi günümüz ekonomisinde tasarım yolu ile bu hedefe ulaşmış bir çok kuruluş bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar, tüketici ürün tercihinde marka, kalite, fiyat gibi unsurların yanı sıra ürünlerin dış görünümünün de oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Hatta çoğu zaman tüketiciye aynı kaliteyi sunan iki ürün arasında, dış görünüş ürün tercihinde en etkin rolü üstlenmektedir.

Bu nedenle, yeni, sürekli değişim gösteren insan ihtiyaçlarına cevap verebilen, ergonomik ve estetik niteliğe sahip tasarımlar ortaya çıkarmak, fikir sahiplerine ekonomik anlamda gün geçtikçe artan kazanımlar sağlamaktadır.

Temel Tasarım İlkeleri

Denge: Bir tasarımda denge unsuru gözetilmediği taktirde, ürün beklenen etkiyi yaratamaz. Burada sözü edilen denge, tasarımı oluşturan hareketli unsurların (Fotoğrafı tipografik veri­ler, ilüstrasyonlar vs.), belirlenen düzlem üzerinde dengeli dağılımıdır. Bir tasarımda iki farklı denge sistemi kullanılabi­lir: Simetrik ve Asimetrik denge. 

Simetrik denge: Resmiyetin, otoritenin vurgulana­cağı tasarımlarda tercih edilir. Diğer yandan simetri dürüst­lüğün, saygınlığın psikolojik simgesi olarak değerlendirilmek­tedir. Simetrik dengenin somut örneklerini doğada sık sık gö­rürüz. Örneğin İnsan gövdesi ve insan yüzü simetrinin en yakınımızdaki örnekleridir. Kitap, dergi, broşür gibi çok say­falı basılı materyallerde de simetrik denge uygumalanna çok sık rastlarız. 

Simetri; dengeli parçalar, dengeli sayfalar, aşağı yukarı aynı boyda sağ, sol, alt, ve üst boşluklar demektir. Simetrik düzenlemeler günümüzün grafik tasarım uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. 

Asimetrik denge, birbirine benzemeyen ya da eşdeğer olma­yan görsel unsurlar arasında dinamik bir denge ya da ya da düzen sağlayan bir kavram olarak ele alınmaktadır. Simet­rik dengede olduğu gibi asimetrik dengede de bir optik ağırlık merkezi vardır. Ama bu merkez geometrik merkezden farklı bir konumdadır. Asimetride, büyük yazı küçük yazıyı, büyük görsel öge küçük görsel öğeyi ezer ancak sayfada yine de bü­ünlük hakimdir. 

Simetri de, asimetri de dostunuz ya da düşmanınız olabilir. Muhafazakar ve sakin bir imaj için simetriyi; çağdaş ye genç bir imaj için asimetriyi seçin.Simetride düzen ve kural, asi­metride rastlantı ve keyfilik egemendir. Simetri katılık ve sınırlılığı, asimetri ise hayatı, eğlenceyi ve özgürlüğü simgeler. 

Bütün bu söylenenlere rağmen, denge hiç bir zaman bir deli gömleğine dönüştürülmemelidir. Yani hiçbir tasarım ilkesi kesin bir kural niteliğinde değildir. Tasarımcı, gerektiği haller­de optik dengelerle oynayarak ilgi çekmeye çalışabilir. Ancak bu bilinçli bir seçim olmalıdır. 

Orantı ve Görsel Hiyerarşi: İki ya da daha çok sayıda görsel unsur, tasarım yüzeyinde birleştirilirken mutlaka bir orantı sorunu ile karşılaşılır. Tasarımcı, görsel unsurların orantısal ilişkilerinde değişken ya­pılar kurmaya çalışır. Çünkü, genişliğin uzunluğa, renkli ola­nın renksiz olana, bir ölçünün diğerine eşit olduğu tasarım­lar, tekdüze görünürler. 
Görsel hiyerarşi, tasarım içinde vurgulanmak istenen mesaja göre görsel unsurların ölçülenmesi anlamına gelir. Kimi tasa­rımlarda fotoğraf öne çıkarılırken, kimisinde tipografik un­surlar, kimisinde renk, hatta bazılarında tasarım yüzeyindeki beyaz boşluk öne çıkabilir.. 

Boyut dışında renk tonlarını (açıklık, koyuluk) kullanarak ya da unsurları uzak yakın konumlandırarak da görsel hiyerar­şi yaratılabilir. Hatta bazen hiyerarşik yapı içindeki unsurlar çatıştırılarak hareketli tasarımlar elde edilebilir. Örneğin görsel unsurlardan biri boyutuyla, diğeri rengiyle ön plana çıkarılabilir. 

Devamlılık: Okuyucunun gözü, tasarım yüzeyinde belli ilkeler doğrultu­sunda hareket eder. Göz hareketlerinin ustaca değerlendirildiği bir tasarım daima hedefine ulaşır. 

Göz alışkanlık gereği soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru bir yön izler. Gözün yatay hareketleri dikey hareketlerine gö­re daha kıvrak ve hızlıdır. Aynca göz; büyükten küçüğe, ko­yu renkten açık renge, renkliden renksize, alışılmamış olan­dan alışılmış olana doğru bir yol izler. 
Göz bir unsurdan digerine doğru kesintisiz geçişler yapabili­yorsa, devamlılık sağlanmış demekir. Devamlılık görsel unsurlann boyutları ve biçimleri arasında oluşturulan benzer­likler, tekrarlamalar ve görsel hiyerarşi ile sağlanabilir. 

Tek bir tasarım içinde olduğu kadar dizi oluşturan bir çok tasarım arasında da devamlılık sağlanabilir. Örneğin bir der­ginin, kitabın sayfalarında, dizi oluşturan kitap kapaklarında bir bütünün parçalan olduğu izlenimi yaratmak için devam­lılık sağlayan unsurlar kullanılabilir. Yani bir yayınevinin dizi kitaplarının kapaklarında fotoğraf yada İllüstrasyonun, yazar adının, logonun aynı yerde kullanılması, aynı yazı karakteri­nin tercih edilmesi görsel devamlılığı sağlar. 

Bütünlük: Tasarım ilkelerinden belki de en çok dikkat edilmesi gerekeni bütünlüktür. Bir tasarımda bulunan görsel unsurlar bütünlük oluşuturacak şekilde biraraya getirildiğinde etkili olurlar. Aynı temel biçime, dokuya, boyuta, renge ya da duy­guya sahip öğeler bir tasarımda bütünlüğü oluştururlar. 

Tasarımcı bütünlük oluşturmada bazı farklı yöntemlere baş­vurabilir ;

Bordür: Tasarım yüzeyini çevreleyen bordürler bütünlük sağlamada kullanılabilirler. Bordürler arası ölçü, üslup gibi benzerlikler, bir tasarımı bütünlüğe ulaştırabilirler. 

Beyaz boşluk: Gerekli yerlerde beyaz boşluklar bırakılarak bir tasarımda bütünlük sağlamak mümkündür. 

Eksen: Bir grafik tasarım yüzeyinde bütünlük oluşturmada en yaygın kullanılan yöntemlerden biri eksen kullanmaktır. Bir tasarım yüzeyinin çatısı en az iki olmak üzere, üç ya da daha fazla yatay ve dikey eksenden oluşur. Resimle tipografıyi aynı hizada yerleştirmek için eksenlerden yararlanırız. 

Üç nokta yöntemi: Tasarımcılar, kompozisyon yüzeyinde be­lirledikleri üç odak noktasını tasarımın bağımsız birimlerini birbirine bağlayan unsurlar olarak kullanabilmektedir. Göz, bir yüzey üzerinde yer alan üç unsuru hayali çizgilerle birleş­tirerek bir üçgen oluşturmakta ve tasarımı bir bütün olarak algılamaktadır. 

Sayfa tasarımında, karşılıklı sayfalar arasında bütünlük sağ­lamak için şu yöntemlerden yararlanabiliriz: Her iki sayfada da; aynı rengi, yazı karakterini ya da tasarım üslubunu kul­lanabiliriz. Sol sayfadaki eksenin konum ve ölçüsünü sağ sayfada yineleyebiliriz. 

Vurgulama: Hangi görsel unsuru (başlık, metin, fotoğraf vb) vurgulayacaksak önceden karar verip ona göre boyut büyütme koyu ton ya da canlı renk kullanımı gibi vurgulama yöntemlerini denemelidir.

Unutmayınız..! Bir tasarım yüzeyinde herşey aynı anda vurgulanmak istenirse vurgu kavramı yok olur. Vurgulayıcı un­sur; konuya, müşterinin beklentilerine ve hedef kitlenin özel­liklerine göre değişebilir. 

Vurgulama; ön plana çıkarılması gereken unsur ile ikinci planda kalması gereken unsurlar arasında gerçekleştirilecek bir yön. boyut, biçim, doku, renk, ton ya da çizgi kontrastı ile gerçekleştirilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder