24 Kasım 2013 Pazar

Adobe ve Tipografi 3 ( Alıntıdır )

Apple ve Adobe’'un 1983’'de başlayan ortaklığının başarısı sadece Steve Jobs ile John Warnock ve Charles Geschke’nin işbirliğindeki kişisel etkilenmelerden çok daha fazlasına uzanmaktadır. Her şeyden önce Jobs ile Warnock yüksek bir estetik amaca ulaşmak için teknolojik ortamda bilgisayarlaşmanın aşkın ve düzenli olacağına derinden ve gönülden olan inancı paylaşmaktadır.(Resim:1)



John ve Chuck. Günümüzün dev kuruluşlarından Adobe yazılım şirketinin kurucu ortakları ve ‘500 Yıllık Klasik Basımcılık Çağı’nın metal tipografisini tarihin derinliklerine gömecek olan PostScript sayfa tanımlama dilinin geliştirici mühendisleri.

Steve Jobs “Biz her zaman Apple'’ın sanat ve teknolojinin kesiştiği yerde duracağını hissettik ve John'da Adobe için aynı şeyleri hissetti” demektedir. 2 Böylelikle, ortaya çıkan Macintosh ticari olarak grafik kullanıcı arayüzüyle elde edilebilir olan ilk bilgisayardır. O dönemin önemli olguları arasında ‘arayüz’ (interface), ‘etkileşim’ (interactivity), ‘gerçek zaman’ (real-time) ve ‘gördüğünü elde etme’ (wysiwyg) gibi güncelleşen terim ve kavramlar vardır; ve bunlar Apple’ın Macintosh’uyla birlikte, küçük büroların da elde edebileceği teknolojik donanımda artık kullanıcılara sunulacaktır.

Apple, Macintosh 128K’yı pazara sunmadan bir ay önce Adobe ile anlaşma imzalanır. 1994’ün Ocak ayında yayına giren ve Ridley Scott’un yönettiği ünlü reklam filminde IBM’e karşı atağa geçer. Apple Macintosh kullanıcıları bu filmi hatırlayacaklardır. Konusu kısaca şöyleydi: Ruhsuz insan yığınının doldurduğu büyük bir toplantı salonunun perdesindeki akıp giden görüntüde sanki bir diktatörün (Hitler ya da Mussolini’nin militarize edilmiş kitlelerine söylevleri gibi) sanki kitleleri yıkıcı eylemlere yönlendiren ya da dolduruşa getiren söylemi görünmektedir. Kitle, o an büyülenmiş ve beyni yıkanmış olarak, büyük bir tepkisizlik içindedir.(Resim:2)

John Warnock. Bir toplantıda soruları yanıtlıyor.

Bu arada salona doğru koşmakta olan ‘isyankarlar’ aniden salona girip perdenin önüne ulaşırlar ve o anda ellerinde tuttukları balyozu perdeyi parçalamak (ya da kitlenin büyülenmişliğini kırmak) amacıyla sahneye fırlatırlar.

Kısaca özetlenen bu ödüllü reklam filminde, o dönem büyük orandabilgisayar pazarının sahibi olan IBM’in hedef alındığı açıktır ve üstelik kitleleri soğuk ve ruhsuz ürünleriyle tektipleştirdiğine ilişkin bir eleştiri de yöneltilmekte, öte yanda böylelikle Apple’ın bireysel özgürlüğü getireceği ya da sunacağı iletisi verilmek istenmektedir. İzleyen aylar içinde Adobe da Apple’'ın tanıtım ve pazarlama stratejisini benimser ve kendi görüşünü Apple'’ın kine uyarlar.
  
 Bu nedenle Adobe PostScript’ini yüksek çözünür aygıtlar için bir önceki yıl ayarlamıştır. Çünkü o dönem Apple tarafından kullanılan Canon motorlu yazıcıların yetersiz çıktı sonuçlarının ancak taslaklar, prova baskılar ya da gözden geçirmeler için kullanılabileceği varsayılmaktadır. Adobe’un PostScript’i uyarladığı ilk yüksek çözünür sıra-tarama görüntü işlemcisi (RIP) ya da çıktı aygıtı Linotype tarafından 1983’'de pazara sunulan ‘Linotronic 101’ olmuştur.

1984'’ün Ocak ayında “herşeyi başlatan bilgisayar” Macintosh 128K; 8 MHz hızında 680x0 işlemcili, 128 K Ram, 400 K disket sürücülü olarak 2,945 Dolar fiyatıyla satışa sunulur.
(Resim 3)Apple Macintosh ve LaserWriter. (Yukarıda) Apple’ın bu ürünleri IBM’in 1981’deki PC’si ile o dönem oldukça pahalı pazarlanan yazıcısına karşı %30 oranındaki satış fiyatıyla rakip olur. Bu afişte iş dünyasındaki alışıldık duruma bir seçenek olarak ‘Macintosh Office’ tanıtılmaktadır.

Ama Jobs diğer yanda Apple LaserWriter’ın kendi çıktı aygıtı olduğu konusunda ikna ederek, PostScript’in kusursuz bir biçimde çalışması gerektiğini vurgular ve bu konuda uzlaşmaya varılır. Jobs, büro ortamında Macintosh bilgisayarın Apple LaserWriter’la birlikte yayıncılığın gereksinimlerini karşılama peşindedir. Ancak bu 300 dpi LaserWriter’da bir görünüş sorunu ortaya çıkar.

Apple’ın LaserWriter’ı kendi döneminde ulaşılabilecek ender teknolojilerden biri olmuştur. Merkezi işlem biriminin yavaş ve bellek ortamının oldukça sınırlı olmasına karşın, dönemin yazılımları içinde 300 dpi’da metnin ve grafiklerin karmaşık bir sayfasının oluşturulması ve çizdirilmesi gerçek bir meydan okumadır. Dönemin sınırlılıkları içinde, dışçizgi fontlarından metnin gerçek zamanda basılması eldeki durum açısından pek olanaklı görünmemektedir.

Bunu aşmak için, yazıcının dizgiyi yeniden nasıl üretmesi gerektiği büyük bir sorundur. Üstelik metin ya da dizgisi bu 300 dpi düşük çözünürlükte üretilmek istendiğinde çıktıda daha kalın görünmekte ve gerçek kalın sürümü ya da biçemi ile karışmaktadır. John Warnock ve Dog Brotz “Görünüş Sorunu” olarak adlandırdıkları bu konuda birlikte çalışırlar. Bu arada küçük ölçülerde fontların görünüşünü daha memnun edici yapan diğer ‘harf ipuçları’ (hints) gibi düzeltme ve ayarlamalar üzerinde Bill Paxton çalışır.

Görünüş sorunu, herhangi bir çözünürlükte basıldığı zaman harflerin asıl vurgularının yaklaşık olarak ölçeklenmesi yoluyla çözülür. Bu, gerçekte bir 300 dpi lazer yazıcı ya da bir 1,200 dpi bir metin dizgi aygıtı (typesetter) üzerinde basılıp basılmadığına bakılmaksızın, aynı font ölçüsü ve biçeminde harflerin artık iyi bir biçimde görüneceği anlamını taşımaktadır. Bu olanak Adobe ve PostScript’i için büyük bir ataktır ve ‘çözünürlük basımsız’ özelliği onu diğer sayfa tanımlama dilleri içinde farklı bir konuma yerleştirir (Resim:4)

1984 yılı boyunca Adobe ve Apple, IBM ya da Xerox’un iş akışından bağımsız olarak, büro ortamında kendine yeterli olacak bir bilgisayar ve yazıcısı üzerine yoğunlaşırlar. Büro ortamının ağır ve sıkıcı işlerinden hem büro çalışanlarını özgürleştirmek ve metin ve grafiklerle donatılmış zengin içerikli belgeler yaratarak onları göründükleri gibi elde edebilmek ve onları tam ve doğru biçimde basabilmek için yürütülen ‘Macintosh Bürosu’nu geliştirme sürecinde fontların oynayacağı temel rol kavranır.

Her iki şirketin kurucu mühendisleri tipografi sanatını takdir etmelerine karşın, ne Apple ne de Adobe font tasarımı ve üretiminde henüz bir uzmana sahiptir. O dönem fontlar bilgisayar öncesi basımcılık endüstrisinin ve onların geliştirdiği fotodizgi aygıtlarının yetkinlik alanı, konusu ve mülküdür. Adobe ve Apple için doğru ortak, hem gereksinim duyulan fontları hem de PostScript sayesinde yüksek çözünür baskı desteğini sağlayacaktır. Bu nedenle Adobe önce kendi döneminde Amerika’da dizgi alanının en büyük kuruluşu olan CompuGraphic ile işbirliği arayışına girer. Ancak Compugraphic hem kendi fontları üzerinde hem de Adobe’un asla düşünemeyeceği PostScript üzerindeki tüm denetimi elde etmek istemektedir. Bunun üzerine rota Linotype’a çevrilir.Linotype metal dizgide eski bir basımcılık şirketidir. 19. yüzyıldan günümüze değin köklü bir geleneğe sahiptir ancak yeni yapılanışıyla ‘Linotype Library’ 1997’nin Mayıs ayından başlayarak artık Heidelberg Group’a bağlı, yasal olarak bağımsız bir şirkettir.(Resim:6)



Linotype Library. Dünyanın en geniş ‘gerçek’ ya da ‘kaynak’ (origin) font lisansları elinde bulunduran Linotype Font Kütüphanesi 1990’lardan başlayarak elektronik font satışı yapan, geliştirdiği yazılımlarla kurumsal tasarımlar için büyük boyutlu projelerden küçük ofis ve ev bürolara (SOHO) kadar son kullanıcının her türlü font gereksinimini desteklemektedir.

Bu yıla kadar büyük bir geçmiş mirası taşımıştır. Linotype-Hell AG, D. Stempel AG, Haas’sche Schriftgießerei ve Deberny & Peignot gibi ünlü harf takımları (hurufat) dökümhaneleri ve kuruluşları günümüzde Adobe’un da lisansladığı Linotype Library’nin zengin font kaynaklarını oluşturmaktadır.

Ottmar Mergenthaler, metal hurufat satır-dizgi makinesinin (line of type) buluşcusu olarak tarihte bir iz bırakmıştır. Onun buluşu dünya çapında en büyük yayıncılar tarafından hızlı bir biçimde uyarlanmıştır. Linotype, reklam alanından yazın alanına değin, gazete yayıncılığından kitap basımcılığına değin basılı ve çoğaltılmış grafik ürünlerin yaratımında 19. yüzyılın son çeyreğinden ve 20. yüzyılın son çeyreğine kadar süren özgün bir teknolojik gelişimi başlatmıştır. Bu tarihi buluşuyla birlikte(Resim:5) 



Linotype. Buluşu Ottmar Mergenthaler tarafından 1886’da yapılan Linotype sıcak kurşun satır döküm makinesi. Linotype klavye, çoğaltma kalıbı mağazası (magazine) ve kurşun döküm birimiyle tümleşik olarak tasarlanmıştır. Bu son derece karmaşık makine dönemin üstün mekaniği ve pnömatiği sayesinde geliştirilmiş, daha sonra elektrik ve motor gücüyle güçlendirilmiştir.Ottmar Mergenthaler daha sonraki ‘Linotype Şirketler Grubu’nun gerçek kurucusu olarak tanımlanmış ve adlandırılmıştır.

1900 yılında Linotype ilk olarak Frankfurt’taki D. Stempel ile yazı karakteri üretimi anlaşması imzalamıştır. D. Stempel AG tarafından Linotype için dökülen ilk yazı karakteri ‘Kolonel Fraktur No.5’, ‘Petit Fraktur No.5’ ve ‘Kolonel Double-Letter Fraktur’ olmuştur.

20. yüzyılın ilk çeyreğinde, D. Stempel AG, 19. yüzyılda kurulmuş birçok küçük hurufat dökümhanesini ele geçirerek yazı karakteri takımını ve seçkisini genişletir. Bu arada o yıllarda eski hurufat dökümhaneleri yeni ortaklarla yeni adlar alarak oluşturulurlar.

Bunlar içinde Klingspor Bros, Deberny & Peignot ve Haas’sche Hurufat Dökümhaneleri de vardır. 20. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde, D. Stempel AG, çeşitli hurufat dökümhanelerini (ki bunlar arasında Benjamin Krebs, Klingspor Bros ve C.E. Weber dökümhaneleri vardır) bünyesine katarak genişlemesini sürdürür.

1968’'de hurufat tasarım, döküm şirketi D. Stempel AG fotodizgi makineleri için yazı karakteri üretimine geçer.1972'’de Frankfurt’ta'ki hurufat dökümcüleri birliği dağılır. Basel, Munchenstein’daki (1836’'da kurulmuş olan) Haas’sche hurufat dökümhanesi Paris’teki, ünlü Fransız grafik tasarımcı A.M. Cassandre’nin (asıl adıyla Adolf Jean Marie Mouron’un) ‘Peignot’(Resim:8) 



Peignot’ Yazı Karakteri. 1960'’lı yıllarda ‘Art Deco’ biçemi olarak adlandırılacak olan, iki büyük dünya savaşı arasındaki dönemin en ünlü Fransız tasarımcısı A.J.M.M. Cassandre’nin Deberny & Peignot hurufat dökümhanesi için 1937’de tasarladığı ‘Peignot’ daha sonra ‘Modernizm’de Fransız estetiği ve inceliğinin en güzel örneklerinden biri olarak değerlendirilir.‘Bifur’ gibi döneminin tanımış ‘ArtDeco’ font tasarımlarının lisans sahibi olan, Deberny & Peignot şirketini ele geçirir.

1973'’de Mergenthaler casting Machine GmbH ve Linotype GmbH’ın birleşmesiyle, Frankfurt’taki merkez bürosunda Mergenthaler-Linotype GmbH oluşturulur.

1978'’de Basel’deki Haas’sche hurufat döküm şirketi Marseille’deki Fonderie Olive hurufat dökümhanesini ele geçirir. Fonderie Olive’in yazı karakterleri arasında, 1950'’li yılların ünlü Fransız grafik tasarımcı Roger Excoffon’un ‘Antique Olive’ (Resim:7) ‘


Antique Olive’ Yazı Karakteri. Olive Hurufat Dökümhanesi için Roger Excoffon tarafından tasarlanan; Fransız Hava Yolları ‘Air France’ logosunda kullanılan, ve birçok biçemi bulunan bir kurumsal yazı ailesi.‘Banco’, ‘Calypso’, ‘Choc’ ve ‘Mistral’ gibi, tanınmış ‘modernist’ font tasarımları da vardır.

Aslında PostScript Linotype’ın temel uğraşı alanının altını kazıyabilecek ya da ayağını kaydırabilecek bir gizli güce sahip olmasına karşın, karşılıklı güvene dayalı işbirliği sayesinde, Linotype başkanı Wolfgang Kummer Adobe ve Apple’a çok değerli ‘Helvetica’ ve ‘Times’ font ailelerini lisanslar ve ilk PostScript dizgi aygıtını geliştirmek için Adobe ile çalışma konusunda uzlaşır. Linotype Amerika’da ülkenin en büyük dizgi şirketi olmamasına karşın tutarlı kurumsallığı olan ve en çok saygı duyulan kuruluşudur. Linotype’la yapılan anlaşma bundan sonra Adobe’un PostScript’inin geleceğini belirleyecek ve Apple’ın yaratmak istediği Macintosh Bürosu’nun temel anahtarını, yani fontları, sağlayacaktır.

Adobe’un mühendisleri ‘Helvetica’ ve ‘Times’ı dört biçemin her birinde yaklaşık dönüştürerek yeniden kurarlar. Adobe üstelik IBM selectric Typewriter’da zaten varolan ve döneminin bu teknolojisinin yetersiz bellek ortamında verimlilik sağlamak için italikler yerine kullanılan ve dört biçemi geliştirilen ‘Courier’ ile harfler ve matematik sembolleri içeren tek biçemlik ‘Symbol’ yazı karakteri ya da fontu Apple’ın ilk (dört çeşit yazı karakterinden) 13 biçemlik font basabilen LaserWriter’ının temelini oluşturur.(Resim:9)



İlk Apple LaserWriter Fontları. ‘Helvetica’, ‘Times’ ve ‘Courier’in dörder biçemi ile ‘Symbol’ fontunun tek biçeminden oluşan 13 fontluk takım Apple’ın LaserWriter’ında dizgici ve tasarımcıların gereksindiği temel fontlar olmuştur. Bilgisayarın yetersiz bellek yapısından dolayı, LaserWriter üzerinden fontlar yönetilebilmekte ve basılabilmektedir. Daha sonra LaserWriter’a takılan kartuş sayesinde font takımları artırılacaktır. Ancak bu fontları yazıcıda PostScript yönetecekdir. Her bir baskıda yeniden bellek yüklemesi yapmaksızın, dışçizgi fontlardan metin parçalarını daha süratli basabilmek için PostScript oldukça geliştirilecektir. 

1985'’te, sonunda Linotype font kuruluşu, D. Stempel AG ile Haas’sche hurufat dökümhanelerini ele geçirerek dünyanın en geniş asıl kaynak font tasarımları kütüphanesine sahip olur.

Hem Adobe kendi PostScript’inin geleceği için hem de Apple Macintosh Bürosu için temel bileşenin font olduğu konusunda uzlaşarak, Linotype’la kurdukları lisanslama ve işbirliği sayesinde Gutenberg’le başlayan metal tipografisini artık sonlandırırlar.(Resim:10)



Yerine koydukları şey sayısal tipografi olacaktır.

Bir yanda temel yazılım PostScript’in fontları yazıcı ya da çıktı aygıtlarında üretebilmesi, kullanıcı dostu işletim dizgesi ve donanım ortamının arayüz ve görüntülük tasarımıyla metin ve grafikleri zengin belgelerde birleştirebilmesi ve köklü bir font kuruluşunun geçmişin kutsal emanetlerini bu sayısal ortama sunmasıyla birlikte, adım adım günümüzün siber ortamını yaratan temelleri oluşturmaya başlar. Ancak halen Macintosh bürosu için bir şeyler eksiktir!

POSTSCRIPT VE FONT İLİŞKİSİ

Font Nedir ?  


Tipografi üzerine daha önce yayınlanmış kitaplarda da açıklandığı gibi, bir font karakterlerin, sayıların ve noktalama imlerinin aynı yazı karakteri, biçemi ve ağırlığındaki bir dizisidir. Örneğin ‘Helvetica’ bir fonttur. Fontların büyük bir çoğunluğu birçok çağdaş Avrupa dillerinde kullanılan karakterleri –kasaüstü (uppercase) ve kasaaltı (lowercase) harflerin bir ‘düz-dik temelli’ (romanised) dizisini içerir. Bazıları ise küçük başlık harfleri, harf aksanları ve seçenekli sayılar gibi tipografik özellikleri de içerebilir.

Font Aileleri

Bir fontu sınıflandırmanın en genel yöntemlerinden biri onu tasarımına göre ya da yazı karakterine göre tanımlamaktır. Bundan dolayı, kendi özel tasarımıyla, ‘Helvetica’ bir fonttur. Aynı yazı karakteri tasarım anlayışını paylaşan birkaç (belirgin olarak dört) birbiriyle ilintili fontun bir toparlaması ise bir ‘aile’ olarak adlandırılır. Örneğin ‘Helvetica’, ‘Helvetica Bold’, ‘Helvetica Oblique’ ve ‘Helvetica Bold Oblique’ bir font ailesini oluşturur. (Resim:11)



Font Ailesi. Yazı karakteri takımı (font), bir harf biçiminin (yazı karakterinin) bir ölçüdeki (belli bir karakter sayısındaki) bütün abecesidir. Terim ‘hurufat dökümhanesi’ndeki (type foundry) found’tan gelir; aynı dizide, ölçüde ve hizada, sayıları ve noktalama imlerini de içeren, bütün parçalarıyla öznel harflerin genel geçer bir toplamasıdır.

Geçmişin tüm ayrıntılı sınıflandırmalarına karşın, bilgisayar ortamında font aileleri en genel biçimiyle temel olarak üç geniş tasarım sınıflandırması içinde gruplanabilir: ‘Tırnaklı’ (serif), ‘Tırnaksız’ (sans-serif) ve ‘Daktilo’ (typewriter). (Resim:12)

Ancak fontların karakter çeşitleri ve sayıları font tasarımına ve üretimine göre değişebilir. Benimsenmiş fontlar genellikle bir bütün abecenin büyükharf ve küçükharf karakterlerine, sayılara ve genel noktalama imlerine mutlaka sahiptir. ‘Geliştirilmiş fontlar’ (advanced) gibi diğerleri küçük başlıklara, çizgilere, bağlantılara ve yabancı aksan imlerine de sahip olabilir.

Karakter Şifreleme. ‘Character Encoding’ bilgisayar işletim dizgesi içindeki bir fonttaki bir harfin olası kullanım biçimleri (glyph) için karakterlerin şifre-eşlemi (code-mapping) olan bir çizelgedir. Genel olarak işletim dizgeleri bir ‘byte’ olarak bilinen verinin ‘8-bit’lik birimleri aracılığıyla karakter şifrelerini sunarlar. Bu nedenle en fazla 256 karakterle sınırlandırılmıştır.

Kapalı Bir Örgüyü Doldurma Yolu (H). PostScript yazıcılarda sıra-tarama (raster) yönelişi kapalı alanların doldurulması için oluşturulan çeşitli doldurma algoritmalarıyla başarılır.

Burada gösterilen doldurma işlemi (kendi algoritmasına göre) bir ‘Asıl’ noktadan başlayarak sağ tarafa doğru yönelir (A). Solda engellendiği ve sağa yönelimli olduğu için bu sefer yukarı yönelir (B). Sol yöneliş açıktır, bu nedenle sola döner (C). Yine solda engellendiği ve sağa yönelimli olduğu için bu sefer yukarı hareket eder (D). Bu işlem alan dolduruluncaya kadar yinelenir.

İşlenmemiş bir nokta bulana değin yeniden yönelişlere döner (E) ve yukarı çıkarak alanı doldurur. İşlenmemiş noktaları bularak (F) ve aynı işlemi yaparak doldurmayı tamamlar. (G) Son şekil (H) sıra tarama yönelişini göstermektedir.

Font Dışçizgileri. Font programlarında dışçizgiler denetim noktaları (control point) ve onların tutamaçları (handle) aracılığıyla belirlenir. İki eğri parçası daire, bir eğri bir doğru parçası üçgen ve iki doğru parçasınının birleşimi kare biçimli noktalarla tanımlanarak biçimi oluşturmak için denetim tutamaçlarını sunarlar.

Bitmap Belgeleri. Type 1’ biçimlemesindeki bir fontun görüntülük belgesi olarak bit-eşlemi font yaratma ve düzenleme programlarında hazırlanabilmektedir. ‘Type 1’ fontların görüntülük belgeleri genelgeçer (9,10,12,18,24,36, 48 ve 72) punto ölçülerinde hazırlanır. Ancak ‘PostScript Level II’ ve ‘ATM’den bu yana yalnız 10 vev/ya da 1v 2 punto görüntülük belgesi artık yeterlidir.
PostScript ‘Type 1’. İlk olarak Adobe tarafından üretilen PostScript bir fonta örnek ‘Type 1’ ve ‘Type 3’ fontlarıdır. Bilgisayar ortamında ASCII PostScript temelde bir font için genelgeçer karakter sayısı ‘8 bit’e göre 256’dır. Bu, kuramsal olarak bir klavyede tekil tuş vuruşu ya da komut tuşları ve çoklu tuşlama seçenekleriyle ulaşılabilir bir sayı olmalıdır ki PostScript olarak işlenebilsin.

Bitmap Format. Bit-eşlem biçimleme seçeneği fazla olmamasına karşın yaratılacak Type 1 fontların görüntülük belgelerini kullanılacak ortamın genelgeçerlerine göre belirleyebilme olanağı sunmaktadır. Üstelik ‘Adjust bitmaps to match outlines’ seçeneği tıklandığında bit-eşlemler ile dışçizgi korelasyonunda eşleştirme ve uygunlaştırma oluşturur.

Hints Layers. İpuçları (hints) Adobe’un ‘Type 1’ ve ‘Type 3’ biçimlemesindeki fontlarının erken dönemin düşük çözünürlü (300 dpi) yazıcılarında olabildiğince yazı karakterinin dışçizgilerine uygun basılabilmesini sağlar. Günümüz yazılım ve çıktı birimlerinin olanak ve yetenekleri açısından fazla bir önemi kalmasa da, font yazılımları ipuçlarını özdevimli oluşturabilir.

Outline Format. Fontu yaratırken, Fontographer fontun hem dışçizgi (outline) hem de bit-eşlem (bitmap) biçimlemelerinin belirlenmesini sağlayacak bir arayüz sunar.Yaratılacak fontun değişik ortamlarda kullanılabilmesi, onun dış çizgi tanımının o ortamın genelgeçerlerine göre belirlenmesine bağlıdır. Fontographer dışçizgi biçimlemesinde oldukça geniş bir seçenek içermektedir.

‘AdobeFontMetrics’ Files (AFM). Terim olarak AFM bir fontun özelleştirilmiş ölçüleri hakkında bilgi taşıyan, çeşitli uygulama yazılımlarıyla verisi kullanılabilen ASCII ‘kelime-işlem’ dosyalarıdır. Böylelikle bir font için özel olarak belirlenmiş uygunsuz harf çiftlerinin özel boşluk ilişkileri, fontu oluşturan ‘tek-değer’ ya da ‘değişken’ karakter genişlikleri işlenebilir.

Garamond. Fransız Rönesansının harf ustalarında Claude Garamond’un en önemli yazı tasarımıdır. Garamond 16. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da birçok basımevi için çalışır. Eski Biçem’in ağırlık dağılımını sunan tasarımları, Fransız estetiğinin zarif örnekleri olduğu kadar, günümüz kitap metinleri için de benzersiz örüntüsüyle artık klasik bir yazı karakteri olmuştur.

Çağdaş Tipografinin Temelleri. Terim olarak 20. yüzyılda artık bir grafik tasarım anlayışı olan ‘tipografi’nin temel konularını dolaysız bir biçimde içeren bu kitapta yazının tarihsel biçemleri ve boyutları ile onların teknik ve teknolojik olanaklarla tasarımının temel ilkeleri ve uygulamaları üzerine örnekler ile kökenlerine dayalı açıklamalar bulunmakta, aynı zamanda bilgisayar ve web uygulamaları üzerine ise ilkesel yaklaşımlar sunulmaktadır.

Font Aileleri

Bir fontu sınıflandırmanın en genel yöntemlerinden biri onu tasarımına göre ya da yazı karakterine göre tanımlamaktır. Bundan dolayı, kendi özel tasarımıyla, ‘Helvetica’ bir fonttur. Aynı yazı karakteri tasarım anlayışını paylaşan birkaç (belirgin olarak dört) birbiriyle ilintili fontun bir toparlaması ise bir ‘aile’ olarak adlandırılır. Örneğin ‘Helvetica’, ‘Helvetica Bold’, ‘Helvetica Oblique’ ve ‘Helvetica Bold Oblique’ bir font ailesini oluşturur.

Geçmişin tüm ayrıntılı sınıflandırmalarına karşın, bilgisayar ortamında font aileleri en genel biçimiyle temel olarak üç geniş tasarım sınıflandırması içinde gruplanabilir: ‘Tırnaklı’ (serif), ‘Tırnaksız’ (sans-serif) ve ‘Daktilo’ (typewriter). 

Aynı aile içindeki fontlar farklı ölçülerde olabilir. Bir font içindeki her bir karakter kendisine atanmış bir yükseklik ve genişliğe sahiptir. Yükseklik puntolarda ölçülür. Son derece okutur oldukları için 10 ve 12 punto karakterler çok daha sıklıkta kullanılmaktadır. Çoğu insanın okuyabildiği en küçük harf ölçüsünün 4, 5 ya da (daha çok) 6 punto olduğu unutulmamalıdır.

Bir fonttaki öznel karakterlerin arasındaki genişlik her bir karakterin ölçüsüne bağlı olarak değişir. Örneğin ‘m’ harfi genişlikte ‘i’ harfinden daha geniş olduğu için, ‘i’ için gerekli olandan daha fazla boşluk ‘m’ için bırakılmalıdır. Bu, harflerin birbirlerine göre orantılı bir biçimde boşluklanması, görsel olarak olumlu sonuç yaratır. Bu uygulama ‘değişken atım’ (variable pitch) ya da ‘orantılı boşluklama’ (proportional spacing) olarak bilinir.

Bununla birlikte, bazı fontlarda farklı karakter genişlikleri göz önünde bulundurulmaz ve karakterlerin tümü aynı boşluk tutarında yerleştirilir. ‘Courier’ gibi daktilo karakterleri ‘sabitlenmiş atım’ (fixed pitch) ya da ‘tektip boşluklama’ (monotype spacing) olarak bilinen fontların açık bir örneğidir.

Font Kimlik Numaralaması (ID Number)

Bilgisayar ortamında her bir font ve font ailesi kendisi için belirlenmiş bir özel font kimlik sayısına sahiptir. Bir bilgisayarın kendisinde kurulmuş olarak– çalıştırılan çoğu uygulama programında öznel fontlar belirtileceği zaman, fontların isimleri değil, (her ne kadar böyle görülüyor ve uygulama içinde böyle kullanılıyorsa da) aslında onların kimlik sayıları (font ID) kullanılır. 

Fontlara kimlik sayısı verme konusunda bir dizi uzlaşma var ise de, font üreticilerinin bütünü için bu uzlaşmaya bağlılık sözkonusu değildir. Ek olarak, aynı ‘sistem’de aynı anda aynı kimlik sayılı iki fontun çalışması mümkün olmadığı için, çünkü bu durum bir PostScript hataya neden olduğu için, bu gibi durumlarda bir fonta yeni bir kimlik sayısı (renumber) vermek gerekebilir. Eğer bir font yeniden numaralanırsa ya da farklı bir sayının kullanıldığı farklı bir bilgisayara götürülürse, bu sefer bu durum uygulama ve işletim ortamında yanlış fontun iş görmesi ve basılması ve/ya da çakışmadan dolayı basılamaması gibi font konusundaki çeşitli PostScript sorunlara (error) neden olabilecektir.

PostScript Fontlar

Bir fontun sahip olduğu yazı karakteri, ağırlık ve ölçü ne olursa olsun, sayısallaştırılmış (computerised) fontların üreticileri için gerçek sorun sıra-tarama (raster) çıktıda noktaların bir dizisinde pürüzsüz, sürekli çizgiler ve eğrilerin gerçek bir toplamasının nasıl dönüştürüleceğidir.

O zaman gerçek başarı, onların kağıt ya da film üzerine çıktısının alınabilmesi için karakterlerin sıra-tarama yönelişinde (course of rasterising) harf tasarımının temel özelliklerine mümkün olduğunca uygun –yakın– kurulabilmesidir. Hiç şüphe yoktur ki, bu gerçekten kolay bir görev değildir, ancak bu PostScript’in oldukça başarılı bir 
biçimde yönettiği görevlerden biridir.

Fontların Dışçizgilerini Oluşturma

PostScript, metinleri grafik nesneler gibi işler. Yorumlayıcı açısından, bir kare ya da bir daire ile bir harf arasında kavramsal olarak bir fark yoktur. Diğer grafik nesneler gibi PostScript metin karakterleri Bézier eğrileri ve çizgilerinde yapılandırılır. Bu font dışçizgileri (outlines) –bir font dönüştürme kalıbı yoluyla (font transformation matrix)– seçilmiş bir ölçü ve uyumlaştırma içinde dönüştürülür. Dönüştürülmüş dışçizgiler daha sonra aygıtın çözünürlüğünde noktalarla doldurulur. Yorumcu baskı motoruna kendi yönteminde çıktı için “iş üstünde” (on the fly) iken ‘bit’lerde tanımlanmış dışçizgi fontlara döner.(Resim:15)


Bit-eşlem (bitmap) yaratmak için dışçizgileri ölçekleme ve doldurma işlemi bit-eşlemlerin kendisini ölçeklendirmeden çok daha farklı sonuca sahiptir. Font sıra-taraması işleminde (rasterisation) dışçizgi yönteminin ek üstünlüğü, ölçülerin ve uyumlaştırmaların sınırsız sayısını yaratmak için yalnız her bir karakterin dışçizgi tanımının tekil bir dizisinin (outline file) gerektiğidir. (Resim:16)



Font Sözlükleri

PostScript fontlar bir font sözlüğü kullanır. Bu font sözlükleri font tanımları ile genişlik ölçüleri, ipuçları (hints) vb. temel font bilgilerini kapsar. Aslında sözlük, karakter adının ‘tuş’ ve karakter tanımının ‘değer’ olduğu, ‘tuş-değer’ (key-value) çiftlerinin bir toplamasıdır. Diğer bir deyişle, font  sözlüğü belirtilmiş bir fontta karakterlerin nasıl yaratılacağı hakkındaki bilginin tümünü taşır.
Gerçekte sözlüğün ne olduğu, her bir karakterin adıyla bir biçim tanımının bağlantılı olmasıdır. Bu tanım, yorumcu tarafından okunacak olan ve karakterin sıra-taraması için işleme konacak olan, bir PostScript işlemdir.

Yazıcı Fontları İçin Görüntülük Fontları

Her bir PostScript font iki öge ile gelir: bir görüntülük fontu (screen font file) ve bir yazıcı fontu (printer font file). Görüntülük fontları yazı karakterinin normal görüntülük çözünürlüğündeki (72 pixel / inch) bit-eşlem temsilidir. (Resim:17)


Macintosh’da görüntülük fontları genel olarak bir font çantası (suitcase) göstereni ile belirtilmiş olan dosyalar biçiminde gelir. Yazıcı fontu ise yazıcı için PostScript şifreli bir yönergedir. Her yazıcı fontu kendisini kaynak gösteren bir görüntülük fontuna sahiptir. Görüntülük fontları farklı punto ölçülerinde gelir: örneğin ‘Helvetica’ için görüntülük fontu ölçüleri 9, 10, 12, 14, 18 ve 24 puntoda olabilir. Tüm bu ölçülerin nedeni en genel olarak kullanılan fontların görüntülükte ‘WYSIWYG’ amacıyla pürüzsüz görünüşlü yazı karakterlerine sahip olunabilmesi içindir. Her ölçü görüntülükte netlik için orantılı olarak ayarlanır. (Resim:18)


Font Biçimlemesinin (Formatting) Çeşitleri

1980’lerden 1990’lara değin, temel olarak PostScript fontların henüz iki çeşidi vardır: ‘Type 1’ ve ‘Type 3’. ‘Type 1’ fontları Adobe tarafından mükemmelleştirilen hızlı grafik resimleme çağrılarının özel bir dizisini kullanır; ‘Type 3’ fontları ise normal PostScript grafik yollarını (route) kullandığı için bir parça daha yavaştır. ‘Type 1’ fontları katı yönergeleri izlerken, ‘Type 3’ fontları onların sürekli yaptığı gibi davranmaz. İki font çeşidi arasındaki fark önemlidir. Başlangıçta Adobe sahibi olduğu için ‘Type 1’ font şifrelemesini saklı biçimde tutuyordu ve kilitli olduğu için de font verisine ulaşılamıyordu. Ancak ‘Type 1’in genelgeçerlerini Adobe yayınladıktan sonra, font satıcıları ‘Type 1’ biçimlemesinde (format) font üretimi için gerekli ‘Type 1’ yöntemlerini kullanabildiler.

1990’ların ilk yarısında ‘Type 3’ fontların çoğu ‘Type 1’ biçimine dönüştürülmüş olmasına karşın, o dönem ‘Type 3’ biçimlemesinde olan yazı karakterleri yine de bulunmaktaydı. İlerleyen süreçte, bu ‘Type 3’ fontlar aşama aşama ‘Type 1’ biçimlemesine dönüştürülmüştür. (Resim:19)


‘Type 1’ fontları ‘ipuçları’ olarak bilinen kesin tipografik özellikleri kullanır. ‘İpuçları’ karakterlerin çıktı aygıtında kendi dışçizgi tanımlarına göre doğru bir biçimde tanımlanabilmesi ve basılabilmesi için yazıcıya yardımcı olan PostScript şifrenin küçük parçalarıdır. PostScript ipuçları özellikle düşük çözünürlü çıktı aygıtlarında (300 dpi) küçük ölçülerdeki metnin niteliğini geliştirmek, artırmak için kullanılır. (Resim:21)


‘Type 3’ fontları ise ipuçlarını içermez. Bu durum düşük çözünürlü çıktı aygıtları için bir sorundur, ama ipuçlarının eksikliğinin önemli olmadığı yüksek çözünürlü aygıtlar için bir sorun değildir. ‘Type 3’ fontlarında ipuçlarının bulunmayışı, düzenli PostScript grafikleri için metin karakterleri yalın bir biçimde şifrelendiğinden dolayı, onun üretimini üstelik daha da kolaylaştırır. 1993’lerde artık ‘Type 3’ fontların tümü tüm yazılımlar üzerinde çalışmamaktadır. Örneğin ‘Type 3’ fontları ‘Adobe Type Manager’ (ATM) ya da ‘Adobe Type Reunion’ (ATR) gibi font yönetimi programlarıyla birlikte iş görmemektedir. Ayrıca bazı uygulamalarda ‘Type 3’ fontlarının özdevimli olarak baskı süresince yüklenemediğini bilmek gerekir. Bu gibi durumlarda ‘Type 3’ fontları, özel font yükleme araçları kullanılarak, yorumcuya (RIP) yüklenmiş olmalıdır. Diğer yanda ‘Type 1’ fontları her zaman özdevimli olarak yüklenebilecektir. ‘Type 1’ fontları ‘Type 3’ fontlarına göre bazı ek üstünlüklere de sahiptir. ‘Type 1’ fontları ‘Adobe Font Ölçülendirmeleri’ (AFM: Adobe Font Metrics) dosyalarını içerir. Bu özellik tüm ‘Type 3’ fontları için geçerli değildir.

AFM dosyaları genel olarak bir font hakkında ölçülendirme bilgilerini kapsar. Bir font içindeki her bir harfin dizildiğinde bir diğeriyle hem yatayda hem de düşeyde nasıl bir boşluk ilişkisi içinde olacağını tanımlayan bu ölçülendirme bilgisi (metriks) bir belgede kullanılan fontların karakter ölçülendirmelerini belirlemek için uygulama belgeleri tarafından kullanılabilir. Örneğin değişken boşluklu bir fontta karakterler için genişlik bilgisi genellikle AFM dosyalarında içerilir. Metnin tirelenme ve hizalanması için ölçülendirme bilgisi böylece AFM dosyalarından elde edilebilecektir. (Resim:22)


PostScript Font Üreticileri

1993 yılında basılmış bir kaynak kitapta yaklaşık olarak 9,000 adet PostScript fontun geçerli olarak tasarım ortamında var olduğu bildirildiğine göre, o günden günümüze bu sayı oldukça artmış olmalıdır.

Yine bu yayına göre yalnız; o dönem için Adobe’un kendisinin 1,000’in üzerinde fontu oluşturduğu ve dağıttığı belirtilmektedir. Bu font üreticileri arasında Linotype, Monotype, Adobe, Bitstream, Font Company ve ITC gibi kuruluşlar vardır. Çok çeşitli kuruluşların aynı adlı fontları birbirinden bazı farklılıklar da taşımaktadır. Şöyle ki; genel ve yaygın olarak bilinen klasik fontların farklı sürümleri mevcuttur.

2004’'te yayınlanan “Çağdaş Tipografinin Temelleri”12 adlı kitabın ilgili bölümünde değinildiği üzere, yukarıda sözü edilen bu durum farklı bilgisayarlar arası ya da bilgisayar ile çıktı aygıtları arasında font uyuşmazlıklarına, herhangi bir tasarımdaki tipografik düzenlemelerin bozulmasına vb. sorunlara neden olabilmektedir.(Resim:23)


Örneğin Adobe’un sattığı ‘ITC Garamond’ Bitstream tarafından satılan ‘ITC Garamond’dan farklıdır. Diğer yanda Linotype, AGFA Compugraphic ve Adobe ‘ITC Garamond’un aynı sürümünü satmaktadırlar.

Bu nedenlerden dolayı, tasarımda kullanılan fontun geliş kaynağının tanımlanmış olması ayrı bir önem kazanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder